- Tarih: 14/01/2020
Tarafların Tacir Olmayıp Ticari Dava Sayılmayan Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden Kaynaklanan davada Arabuluculuk Dava Şartı Yoktur
Esas : 2020/55
Karar : 2020/46
Tarih : 14.01.2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı yüklenici ile davalının murisi olan arsa sahibi arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, davalının kat irtifakı kurulması için üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini, bu nedenle zarara uğradığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talep etmektedir.
Mahkemece, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmadığı gerekçesi ile 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, HMK'nın 114/2, 115/2 maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde davanın usulden reddi nedeniyle müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesine göre dava şartı olarak arabulucuya başvurulması dava şartı olarak kabul edilmiş ise, arabuluculuk faaliyeti sonucunda anlaşmaya varılmadığına dair tutanağın bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesinin zorunlu olduğu, eklenmemesi halinde davacıya bir haftalık kesin süre verileceği, bu sürede sunulmaz ise davacının usulden reddine karar verileceği, arabulucuya başvurmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır
6102 sayılı TTK'nın 5/A-1 maddesinde "Bu Kanunun 4.maddesinde ve diğer konularda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." hükmü düzenlenmiştir
Dosya kapsamından taraflar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise arsa sahibi olup dosyada her iki tarafında tacir olduğuna dair bir belge bulunmamaktadır. Kat karşılığı inşaat sözleşmesi veya eser sözleşmelerinin bizatihi ticari dava olduğuna ilişkin bir Kanun hükmü de bulunmamaktadır. Davalı arsa sahibi kendisine ait arsanın bir kısım hissesini devretmesi karşılığında, davacı yüklenici tarafça yapılacak bağımsız bölümlerden bir kısmının arsa sahibine verilmesi kararlaştırılmış olup bu işlem ticari nitelikte değildir. Dava şartları kamu düzeniyle ilgili olduğundan mahkemece her zaman re'sen göz önüne alınması gerekir. Tarafların her ikisi de tacir olmayıp TTK'nın 5/A-1.maddesine göre ticari dava sayılmayan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan davada arabuluculuk şartı da aranmaz. Bu nedenle mahkemece işin esası incelenerek sonucuna uygun şekilde bir karar verilmesi gerekirken, dava öncesinde arabuluculuğa başvurulmamış olması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin, usul yönünden kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK'nın 353/1-b-4-6 bentleri gereğince kaldırılarak, işin esası incelenip sonucuna uygun bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE,
İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/09/2019 tarih, 2019/511 esas, 2019/747 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-4-6.bentleri gereğince KESİN olmak üzere 14/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
DİĞER YAZILAR
-
Arabulucunun arabuluculuk toplantısına yaptığı daveti usulüne uygun yerine getirmemiş olması usulden ret sebebi olamaz
- 02.12.2022
Devamını okuArabulucunun taraflara ulaşma ve toplantıya davet etme sorumluluğunu usulünce yerine getirmeden arabuluculuk faaliyetini sonlandırması halinde dahi arabuluculuk dava şartı gerçekleşmiş sayılır.
-
Kambiyo Senedine Dayalı Açılan Menfi Tespit Davalarında Arabuluculuk Dava Şartı Değildir
- 24.05.2022
Devamını okuDava, bonoya dayalı menfi tespit talebine ilişkindir. Ancak menfi tespit davaları sonunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilememektedir. Bu sebeple ticari davalarda arabuluculuğa başvurma şartı, menfi tespit davalarını kapsamamaktadır.
-
Belirsiz Süreli İş Sözleşmesinden Kaynaklı Alacak Arabuluculuk Son Tutanağı ile Temerrüde Sebep Olur
- 18.05.2022
Devamını okuSomut olayda, sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesinden kaynaklı işçi alacağının mevcut olması sebebiyle iş mahkemeleri açısından dava şartı arabuluculuğa başvurulmuştur.Arabuluculuk ile bir anlaşmaya varılamamış ve uyuşmazlık mahkemeye taşınmıştır.Mahkeme, son tutanak ile işverenin temerrüde düştüğünü kabul ederek borcun ve faizin hesaplanmasını sağlamaktadır.
-
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73/A maddesi ile Getirilen Dava Şartı Arabuluculuk Düzenlemeden Sonraki Uyuşmazlıklar İçin Uygulanır
- 09.05.2022
Devamını okuSomut olayda, tüketici kredisi kullanan alacaklının kartel faizlere karşı açtığı tazminat davasının dava şartı arabuluculuğa tabii olup olmadığu uyuşmazlık konusu olmuştur ancak bu husus ticari bir alacak değildir. Tüketici mahkemesi için arabuluculuk şartının getirilmesinden önce açılan bir dava olduğundan dava şartı arabuluculuğa başvuru zorunlu değildir.