- Tarih: 02/02/2022
Lisans Tespiti Davasında Dava Şartı Arabuluculuk Aranmaz
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
ONALTINCI HUKUK DAİRESİ
Esas: 2019/1454
Karar: 2022/126
Tarih: 02.02.2022
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin uzun süredir verdiği "..." hizmeti için meslek birlikleri ile görüşmeler yapıldığını ancak taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığını, müvekkilinin göstermiş olduğu hassasiyeti davalıların göstermediğini iddia ederek her türlü tazminat ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, FSEK 41/10 ve 42/11 Madde hükümleri gereğince yasa hükümleri gereği davalılarla uzlaşılamaması nedeniyle 2019 yılına ait lisans bedelinin tespitini, 2018 Yılı ... Lisans Bedeli olan 680.000 TL'nin 1/4'ü olan 170.000 TL'nın , her üç ayda bir dört eşit taksit olarak ödenmek üzere 2019 Yılı kullanımı için Banka hesap numarasının belirlenerek tarafına bildirilmesini, karar tarihinden itibaren tespit edilen belirlenecek 2019 Yılına ait lisans bedelinden ödenen bedellerin indirimini talep ve dava etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 21/02/2019 tarihli, 2019/57 Esas-2019/86 Karar sayılı kararıyla; Dava konusunun niteliği gereği huzurdaki uyuşmazlıkta Arabulucuya başvurması dava şartıolduğundan ve bu şart yerine gelmeden davaaçıldığı anlaşıldığından; 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında ArabuluculukKanunun 18/A, HMK 115/2 maddeleri gözetilerek DAVADİLEKÇESİNİN USULDEN REDDİNE, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkeme tarafından usulden reddine karar verilen davanın, tespit davası niteliğini haiz olduğundan, arabulucuya başvuru şartına tabi olmadığını, iddia edilenin aksine müvekkili tarafından davalılara karşı herhangi bir maddi talepte bulunulmadığından yanlızca bedel tespiti için mahkemeye başvurulduğundan, dava konusunun alacak veya tazminat talebi içermediğinden zorunlu arabuluculukkapsamında değerlendirilemeyeceğini, menfi tespit davalarının da bu kapsamda değerlendirilemeyeceğini, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak dosyanın yargılama yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Davalı ...Bağlantılı Hak Sahibi ... Meslek Birliği vekili istinaf dilekçesine cevabında; davacının FSEK 41/10 uncu maddesinde yer alan işbu davayı açma yetkisi bulunmadığını, FSEK'in 41'inci maddesine göre meslek birliklerinin götürü usulde belirledikleri tarifelere ilişkin olarak gerek müzakere sürecini başlatmak ve uzlaştırma komisyonunun oluşturulmasını sağlamak gerekse FSEK'in 41/10'uncu maddesinde düzenlenmiş davayı açmak hususunda kullanıcıların yetkilendirdikleri meslek kuruluşlarının yetkili olduğunu, kullanıcıların bireysel olarak müzakere sürecini başlatmak ve dava açmak hususunda yetkili olmadıklarını, zira müzakere sürecinin başlatılması ve davanın açılması işlemlerinin yasada birbirini zincirleme olarak takip eder şekilde düzenlendiğini, müvekkili meslek birliğinin de 2019 yılı resmi tarifesini götürü usul esasları'na göre belirlediğini ve kamuoyuna duyurduğunu, bu nedenle de FSEK'in 41/10 uncu maddesinde yer alan davanın ancak ... A.Ş.'nin yetki verdiği meslek birliği tarafından açılabileceğini, davacının sadece tespit davası açmadığını, netice-i talepleri arasında bir miktar paranın ödenmesi, ödenen miktardan yargılama sonucunda hükmedilen bedelin düşülmesinin de bulunduğunu, HMK 106/1 inci bendine göre, tespit davası ile bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu, bir belgenin sahte olup olmadığı hususunda bir belirleme talebinde bulunulabileceğini, 2019 yılına ait lisans bedelinin belirlenmesinin bu kapsama girmediğini beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
G E R E K Ç E: Davacı tarafça davalı meslek birlikleri ile uzlaşılamadığından bahisle, 5846 Sayılı FSEK 41/10 maddesi ve 42/11. Maddeleri gereğince, 2019 yılı ... Lisans bedelinin tespitini, 2018 yılı Lisans Bedelinin 1/4'ünün dört eşit taksitte ödenmesi için süre verilmesini ve ödenen kısmın 2019 yılı Lisans bedelinden mahsubunu talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın TTK 5/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuğa tabi olduğundan bahisle arabulucuya başvurulmadığından davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 43. maddeye'nda düzenlenen lisans bedelinin tespiti davasıdır. 6325 sayılı Kanun’da 06.12.2018 tarihli ve 7155 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, mahkemelerin iş yükünün azaltılması için bazı tür uyuşmazlıklar için mahkemeye başvurmadan önce bir dava şartı olarak “zorunlu arabuluculuk” şartı getirilmiştir. 6102 Sayılı TTK Madde 5/A; “(1) Bu kanunun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması davaşartıdır.” düzenlemesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A/2. maddesinde "Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda davanın konusunu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak yada tazminat talebi oluşturmadığından, mahkemenin davanın arabuluculuk dava şartına tabi olduğuna ilişkin değerlendirmesi yerinde değildir. Kaldı ki kabule göre de, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A/2. Maddesi gereğince, davacı tarafa ihtaratlı davetiye gönderilerek bir haftalık kesin süre dahi verilmemiştir. Tarafların hakkını mahkeme önünde araması Anayasal bir haktır. Arabulucuya başvuru zorunluluğunun Anayasa'nın 36. Maddesinde düzenlenen kişilerin hak arama hürriyetini aşırı derecede zorlaştıracak şekilde yorumlanmaması gerekir. Lisans Bedeli tespiti davasının ticari bir dava olduğu için TTK'nın 5/A maddesi kapsamına alınması ve böyle bir davayı açmak isteyen kişinin önce arabulucuya başvurmaya zorlanması, yasal düzenlemeye aykırı olduğu gibi, ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünde de, Yasa Koyucu'nun bilinçli olarak menfi ve müspet tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşıldığından, mahkemece davanın usulden reddine karar karar verilmesi yerinde olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-4-6 maddesi gereğince, İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 21/02/2019 tarihli, 2019/57 Esas-2019/86 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2- Yargılamaya kaldığı yerden devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 86,80 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 02/02/2022 tarihinde HMK'nın 353/1-a-4-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
DİĞER YAZILAR
-
Arabulucunun arabuluculuk toplantısına yaptığı daveti usulüne uygun yerine getirmemiş olması usulden ret sebebi olamaz
- 02.12.2022
Devamını okuArabulucunun taraflara ulaşma ve toplantıya davet etme sorumluluğunu usulünce yerine getirmeden arabuluculuk faaliyetini sonlandırması halinde dahi arabuluculuk dava şartı gerçekleşmiş sayılır.
-
Kambiyo Senedine Dayalı Açılan Menfi Tespit Davalarında Arabuluculuk Dava Şartı Değildir
- 24.05.2022
Devamını okuDava, bonoya dayalı menfi tespit talebine ilişkindir. Ancak menfi tespit davaları sonunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilememektedir. Bu sebeple ticari davalarda arabuluculuğa başvurma şartı, menfi tespit davalarını kapsamamaktadır.
-
Belirsiz Süreli İş Sözleşmesinden Kaynaklı Alacak Arabuluculuk Son Tutanağı ile Temerrüde Sebep Olur
- 18.05.2022
Devamını okuSomut olayda, sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesinden kaynaklı işçi alacağının mevcut olması sebebiyle iş mahkemeleri açısından dava şartı arabuluculuğa başvurulmuştur.Arabuluculuk ile bir anlaşmaya varılamamış ve uyuşmazlık mahkemeye taşınmıştır.Mahkeme, son tutanak ile işverenin temerrüde düştüğünü kabul ederek borcun ve faizin hesaplanmasını sağlamaktadır.
-
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73/A maddesi ile Getirilen Dava Şartı Arabuluculuk Düzenlemeden Sonraki Uyuşmazlıklar İçin Uygulanır
- 09.05.2022
Devamını okuSomut olayda, tüketici kredisi kullanan alacaklının kartel faizlere karşı açtığı tazminat davasının dava şartı arabuluculuğa tabii olup olmadığu uyuşmazlık konusu olmuştur ancak bu husus ticari bir alacak değildir. Tüketici mahkemesi için arabuluculuk şartının getirilmesinden önce açılan bir dava olduğundan dava şartı arabuluculuğa başvuru zorunlu değildir.