- Tarih: 25/01/2022
Dava Şartı Arabuluculukta Oturuma Mazeretsiz Katılmayan Davalı Yargılama Giderlerinden Sorumlu Olur
YARGITAY
DOKUZUNCU HUKUK DAİRESİ
Esas: 2022/4
Karar: 2022/1034
Tarih: 25.01.2022
- KANUN YARARINA TEMYİZ
- ARABULUCULUK FAALİYETİ
- DAVA ŞARTI OLAN ZORUNLU ARABULUCULUK
- YARGILAMA GİDERLERİ
- VEKALET ÜCRETİ
MAHKEMESİ : Antalya 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 11/02/2020
NUMARASI : 2018/98-2020/90
Davacı Nuri Tunçtaş ile davalı QNB Finansbank A.Ş. arasındaki davada Antalya 6. İş Mahkemesinin miktar itibariyle kesin olan 11/02/2020 tarih, 2018/98 esas ve 2020/90 sayılı kararının hukuka aykırı olduğu iddiası ile kanun yararına bozulması, Adalet Bakanlığı’nın 30.12.2021 tarih ve 39152028-153.01-997-2020-E. 2667/39787 sayılı yazısı ile talep edilmiş olmakla,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 363. maddesindeki;
"(1) (Değişik: 20/7/2017-7035/33 md.) İlk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına ve bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla kesin olarak verdikleri kararlar ile yine bu sıfatla verdikleri ve temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.
(2) Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, karar kanun yararına bozulur. Bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
(3) Bozma kararının bir örneği Adalet Bakanlığına gönderilir ve Bakanlıkça Resmi Gazetede yayımlanır." hükmü gereği dosyadaki tüm belgeler okunup dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı vekili, müvekkilinin 2015 yılı Mart ayında davalı bankanın Antalya Akdeniz şubesine bağlı olarak ticari ürünlerinin saha pazarlamasında pos cihazı ve ticari kart pazarlaması göreviyle işe başladığını,maaşının brüt 1.818,00 TL olduğunu,iş sözleşmesinin kurulması esnasında yapılan görüşmelerde; mesai saatlerinin 09.00-18.00 arasında olacağı sahada çalıştığı sırada ise müşteri ve araba desteği verileceğinin iletildiğini, taraflar arasında süreklilik arz eden bir iş ilişkisi olduğu vakit müvekkilinin sahadan alınarak banka içerisinde başka bir departmana alınacağının belirtildiğini, davacıya görevi dışında işler verildiğini, sık sık ilçe ve şehir dışına gönderildiğini, yol ve otel masrafları için destek olunacağının belirtildiğini, davalı işverenin ödemeye yanaşmadığını, herhangi bir ilçeye gidip döndüğünde rapor hazırlayarak işten çıktığım bu durumda enerken 19.30 da işten çıktığını, müvekkiline tutturulması mümkün olmayan hedefler konulduğunu, 05.01.2018 tarihinde hedefi tutturamadığı gerekçesiyle iş sözleşmesine son verildiğini, fazla mesai ücretini alamadığını,işten çıkış saati 18.00 olmasına rağmen her gün bir buçuk saat uzatıldığını,davalı tarafın arabuluculukgörüşmelerine herhangi bir mazeret bildirmeksizin katılmadığını belirterek fazla mesai alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, işyerinin banka şubesi olması ve şube güvenliği nedeniyle mesai saatlerinin belirtilen sürelere dek uzamasının mümkün olmadığını, davacının iş sözleşmesinde fazla çalışma ücretlerinin maaşına dahil edileceğini bilmesine ve hak ettiği ağırlıkta ücretinin her ay banka aracılığıyla ihtirazi kayıtsız tahsil edilmesine rağmen huzurdaki davayı ikame etmesinin davacının iyi niyetten yoksun olduğunu ispatladığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, kanun yararına bozulması için Adalet Bakanlığı temyiz etmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 11, 12, 13 ve 14’üncü fıkraları;
(4) 1) Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(12) Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları halinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin ikinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz.
(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hallerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları halinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculukücreti, yargılama giderlerinden sayılır.
(14) Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması halinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması halinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, tarafların zorunlu arabuluculuk kapsamında arabuluculuk faaliyetinde bulundukları, davalı tarafın arabuluculuktoplantısına mazeretsiz olarak katılmadığı ve sürecin bu nedenle sona erdiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda dava konusu alacağın kabul ve red oranına göre davalı tarafın yargılama giderinden sorumlu tutulmasına ve davalı lehine reddedilen alacak miktarı üzerinden vekalet ücretine karar verilmiştir. Yukarıda belirtilen mevzuat uyarınca mazeretsiz olarak ilk toplantıya katılmaması nedeniyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesine neden olan tarafın davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu olacağı ve bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilemiyeceği açıktır. Hal böyle olunca Mahkemece yargılama giderinin tamamından davalı tarafın sorumlu tutulması ve lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekli iken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü gerekmiştir.
Sonuç:
Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma istemi açıklanan gerekçe ile yerinde görülmekle Antalya 6. İş Mahkemesi’nin 11/02/2020 tarih, 2018/98 esas ve 2020/90 sayılı kararının sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, dosyanın mahkemesine iadesine, bozma kararının bir örneğinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 363. maddesinin 3. fıkrası gereğince Resmi Gazete’de yayınlanması için Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderilmesine, 25.01.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
DİĞER YAZILAR
-
Arabulucunun arabuluculuk toplantısına yaptığı daveti usulüne uygun yerine getirmemiş olması usulden ret sebebi olamaz
- 02.12.2022
Devamını okuArabulucunun taraflara ulaşma ve toplantıya davet etme sorumluluğunu usulünce yerine getirmeden arabuluculuk faaliyetini sonlandırması halinde dahi arabuluculuk dava şartı gerçekleşmiş sayılır.
-
Kambiyo Senedine Dayalı Açılan Menfi Tespit Davalarında Arabuluculuk Dava Şartı Değildir
- 24.05.2022
Devamını okuDava, bonoya dayalı menfi tespit talebine ilişkindir. Ancak menfi tespit davaları sonunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilememektedir. Bu sebeple ticari davalarda arabuluculuğa başvurma şartı, menfi tespit davalarını kapsamamaktadır.
-
Belirsiz Süreli İş Sözleşmesinden Kaynaklı Alacak Arabuluculuk Son Tutanağı ile Temerrüde Sebep Olur
- 18.05.2022
Devamını okuSomut olayda, sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesinden kaynaklı işçi alacağının mevcut olması sebebiyle iş mahkemeleri açısından dava şartı arabuluculuğa başvurulmuştur.Arabuluculuk ile bir anlaşmaya varılamamış ve uyuşmazlık mahkemeye taşınmıştır.Mahkeme, son tutanak ile işverenin temerrüde düştüğünü kabul ederek borcun ve faizin hesaplanmasını sağlamaktadır.
-
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73/A maddesi ile Getirilen Dava Şartı Arabuluculuk Düzenlemeden Sonraki Uyuşmazlıklar İçin Uygulanır
- 09.05.2022
Devamını okuSomut olayda, tüketici kredisi kullanan alacaklının kartel faizlere karşı açtığı tazminat davasının dava şartı arabuluculuğa tabii olup olmadığu uyuşmazlık konusu olmuştur ancak bu husus ticari bir alacak değildir. Tüketici mahkemesi için arabuluculuk şartının getirilmesinden önce açılan bir dava olduğundan dava şartı arabuluculuğa başvuru zorunlu değildir.